29 Ocak 2012 Pazar

Hayattan Öğren(eme)diklerim



            Yıllar… Siz mi çabuk geçtiniz, ben mi fark edemedim? Bu direnişime rağmen beni nasıl bu kadar çabuk büyüttünüz? Plansızca kalınmış beş dakikalık bir uykunun içinde görülen upuzun rüyalar gibisiniz.
         Hayat… Ne yüce bir öğretmensin sen bana değil mi? Bana başarmayı öğrettin; azmetmeyi, kazanmayı, sonuna kadar diretmeyi. Cesareti öğrettin; tutku damarlarına girdi mi cesaret çakmagını neleri yakmak uğruna çakıvermeyi. Öpmeyi öğrettin , gözünü korkudan değil tutkudan kapatarak cesurca öpmeyi. Gitmeyi öğretin bazen; boğazındaki o düğümle yutkunup gitmeyi. Yağmurda ıslanmayı öğrettin; aslında durup saklanacak o kadar saçak varken yağmura inat sırılsıklam olmayı.Ağlamayı öğrettin; alnını sevdiğinin alnına dayayıp gözlerinin içine bakarak,  gözden akan her yaşın dudağa inişini izleyerek ağlamayı.En önemlisi sevmeyi öğrettin; yüreğini koyarak sevmeyi, sonunu düşünmeden, ölçüp biçmeden sevmeyi, damarlarında ondan başka birşey hissetmeyecek kadar sevmeyi.
                                                                             ...       
      
            Bir tek bütün bu öğrettiklerinin bir karşılığı olacağını öğretmedin.Benden başardıkça gücümü, çekip gittikçe cesaretimi, ağladıkça itibarımı, sevdikçe saflığımı, insanlara inandıkça inancımı alacağını söylemedin. Yağmurda ıslandıkça sonradan üşüyeceğimi hiç söylemedin…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder